F&B;
KULLANILAN İNGİLİZCE TERİMLER |
|
|
Garson! [veydır] Waiter. |
Hoş geldiniz. [velkam] Welcome. |
Affedersiniz, bu masa boş mudur? [ekskiuz mi, iz diz teybıl fırii] Excuse me, is this table free? |
Bu masaya kim bakıyor? [hu iz sörving diz teybıl] Who is serving this table? |
Boş masa var mi? [iz der e teybil firi] Is there a table free? |
Buyurun ne istemiştiniz ? [vat vuçyu layk] What would you like? |
Üç kişilik bir masa istiyorum, lütfen. [ay vant e teybıl for trii,pıliz] I want a table for three, please. |
Ne yemek istersiniz? [vat vuçyu layk tu iit] What would you like to eat? |
Ne içmek istersiniz? [vat vcuyu layk tu dirink] What would you like to drink? |
Aperatif bir şeyler almak istiyorum. [ayd layk en epıtayzır] I’d like an appetiser. |
Yemek listesi, lütfen. [e menu,pılis] A menu, please. |
Çorbalardan ne var? [vat siiyup du yu hev] What soup do you have? |
Bana önce bir şehriye çorbası getiriniz. [bıring mi nuudıl suup först] Bring me noodle soup first. |
Önce salata istiyorum. [forst ay vant sam sehd] First I want some salad. |
Yanında ne arzu edersiniz? [vat vucyu layk vit it] What would you like with it? |
Ne içersiniz? [vat vil yu dirink] What will you drink? |
Üç fincan kakao. [tri kaps ov çaklıt] Three cups of chocolate. |
İçecek bir şeyler istiyorum. [ay vant samting tu dırink] I want something to drink. |
Sadece bir kahve alacağım. [ayl cast hev e kafi] I’ll just have a coffee. |
Hangi şarabı tavsiye edersiniz? [vat vayn du yu rekımend] What wine do you recommend? |
Bir şişe kırmızı şarap istiyorum. [ay vant a botil ov red vayn] I want a bottle of red wine. |
Bir bardak bira rica edecektim. [ay vant a gles ov biir] I want a glass of beer. |
…verir misiniz? [mey ay hev … pliyz] May I have … please? |
… getirir misin? [ken yu bring mi] Can you bring me.. |
Bir tabak …. çorbası istiyorum. [ay vant e pıleyt of …. suup] I want a plate of …. soup. |
Önce soğuk bir şey istiyorum. [förts ay vant samting kold] First I want something cold. |
Arkasından ne arzu edersiniz? [end tu fallov] And to follow? |
Nasıl yardımcı olabilirim ? [ken ay help yu] Can I help you? |
Yöresel yemekleriniz var mı? [du yu hev eni recinıl speşılitiyiz] Do you have any regional specialities? |
Ne alırsınız ? [vat vil yu hev] What will you have? |
Biftek lütfen. [e siteyk
, piliz] A steak, please. |
Nasıl arzu edersiniz? [hav vuç yu layk it] How would you like it? |
Siz ne önerirsiniz? [vat du yu rikommend] What do you recommend? |
Şiş kebabı tavsiye edebilirim. [ayd rikommend şiş kebab] I’d recommend shish kebab. |
Balık istiyorum. [ayd layk sam fiş] I’d like some fish. |
Deniz ürünlerinden neler var? [vat kaynd ov se fud du yu hev] What kind of sea food do you have? |
Balığın yanında başka bir şey veriyor musunuz? [daz di fiş kam vit eniting els] Does the fish come with anything else? |
Özür dilerim, balık kalmadı. [ayem sori, der izmt eni fiş] I am sorry, there isn’t any fish. |
Ne tür sebzeler var? [vat sort ov vecitibilz ar der] What sort of vegetables are there? |
Tatlılardan ne var? [vat du yu hev for dizört] What do you have for dessert? |
Tatlı olarak… istiyorum. [mey ay hev .. ins-ted ov dı dizört] May I have … instead of the dessert. |
Bir az daha ekmek, lütfen. [mor bıred pılis] More bread, please. |
Et yemeklerinden neyiniz var? [vat miit dişıs hev yu] What meat dishes have you? |
Bize koyun kızartması getirin. [bıring as roust matın] Bring us roast mutton. |
Bana dana pirzolası ile patates kızartması getirin. [bıring mi viıl katlit end frayd poteytouz] Bring me veal cutlet and fried potatoes. |
Etinizi nasıl istersiniz? [hav vuçyu layk dı met dan] How would you like the meat done? |
Başka bir şey arzu eder misiniz? [eniting els] Anything else? |
Lütfen bana biraz tuz getiriniz. [pılis get mi sam soolt] Please get me some salt. |
Bize iki şişe de bira getiriniz. [bıring as tu badıls of biır tuu] Bring us two bottles of beer, too. |
İki kahve getirtebilir misiniz? [ken yu send for tu kaps of kafii] Can you send for two cups of coffee? |
Mümkünse çay rica ediyorum. [ayd layk sam tii, if yu pılis] I’d like some tea, if you please. |
Benim siparişim nerede? (neden gecikti?) [veriz may ordır] Where’s my order? |
Bu yemek fevkaladedir. [diz diş iz eksılınt] This dish is excellent. |
Sağlığınıza!(kadeh kaldırırken.) [yor helt] Your health! |
Şerefe!(kadeh kaldırırken) [şeer] Cheer! |
Biraz daha alır mısınız? [vil yu hev sam mor] Will you have some more? |
Yavaş konuşursanız anlayabilirim. [ay ken andirstend if yu sipik slovli] I can understand if you speak slowly. |
Kahvaltı ne zaman? [vat taym iz brekfist] What time is breakfast? |
Bir peçete alabilir miyim? [kud ay hev e nepkin] Could I have a napkin? |
Başka bir emriniz var mi? [vuçyu layk eniting els] Would you like anything else? |
Garson, hesap lütfen. [veydır dı bil pılis] Waiter,the bill,please. |
Hesabı alabilir miyim? [mey ay hev dı bil] May I have the bill? |
Ayrı ayrı ödeyeceğiz. [vi vud layk tu pey sepırıtli] We would like to pay separately. |
Hepsini birlikte hesaplayın. [put it ol on van bil] Put it all on one bill. |
Afiyet olsun! [bon a peti] Bon apetit! |
Afiyet olsun! [incoy yor miyil] Enjoy your meal! |
Evet [yes] Yes |
Hayır [nou] No |
Lütfen! [piliz] Please |
Teşekkür ederim. [senk yu] Thank you. |
|
bunlar almanca fakat. 🙁